On dokuzuncu milli eğitim şurasının en hararetli tartışması,liselere Osmanlıca teklifi etrafında koptu. Günlerdir devam ediyor. Osmanlıca dediğimiz dil nedir? İçinde yabancı unsurlar bulunan Türkçedir. Aşağı yukarı 1000 yıllık bir devrin yazı dili…

Bu dili Osmanlıca değil Osmanlı Türkçesi diye isimlendirmek daha doğrudur. Bu dönem Türkçesinin karakteristik özelliği Arapça, Farsça kelimeler, tamamlamalar kurallar içermesidir. Osmanlı Türkçesi içinde neden yabancı unsurlar bulunur. Bu sorunun cevabı yazımızın hacmini aşar.Yalnız şunu iyi bilmeliyiz ki her devrin dili, kültürü, modası farklıdır.

Osmanlı Türkçesi ile verilen eserler İslami Türk Alfabesi ile yazılmıştır.1928 de yapılan harf inkılabı ile bu döneme ait binlerce yazma eser maalesef kütüphane raflarında unutulmaya terk edilmiştir.

Divan şairlerimizin dili Osmanlı Türkçesidir.Fuzuli, Baki, Nefi, Nedim, Şeyh Galib gibi dünya çapında şairlerimiz bu dil ile eser vermiştir. Namık Kemal’in Abdulhak Hamid’in, Tevfik Fikret’in dili Osmanlı Türkçesidir.Bu zengin ve ince kültür dilini onlar yaratmışlardır.Yani bizim klasiklerimiz Osmanlı Türkçesi ile verilmiştir.

Kendi milletinin tarih ve kültürünü öğrenmek incelemek isteyen her Türk bu eserleri anlamak onlardan zevk almak için bu dili bilmek zorundadır.Merhum hocam Mehmet Kaplan der ki:”Avrupalı sanatçılar yeni ilham kaynakları bulmak için kendilerine tamamıyla yabancı eski ve iptidavi kavimlere giderken biz neden kendi atalarımızın diline sırt çevirelim? Biz onların çocukları değil miyiz? Onları tanımak, sevmek bize asalet,şeref,derinlik duygusu kazandırır.

Yabancı kültürlerden faydalanmak için yabancı dili okullarımızda öğretmek için bunca emek ve para harcarken kendi milli kültür kaynaklarımıza sırt çevirmeyi nasıl açıklarız.Yakın geçmişimizden Yahya Kemal,Ahmet Hamdi Tanpınar,Abdulhak Şinasi Hisar,Kemal Tahir eski kaynaklarla beslenmenin bugünün insanına neler kazandırdığını gösteren örneklerdir.”

Liselerde seçmeli dersler listesi çeşitli seçenekler sunan zengin bir listedir.Çocuklar ilgi ve yetenekleri doğrultusunda tercihini yapar.Osmanlıcayı seçenlerin nihayet 2 saat dersle elbette uzman olmaları beklenemez ama o yaşlarda başlayan bir münasebetin yönlendirici olacağı muhakkaktır.

Biz bugün gençlerimizin kelime fukarası olduğundan bahsediyoruz. Meramlarını ifade edemediklerinden yakınıyoruz.Yüzeysellikten,sığlıktan şikayet ediyoruz.Kaynaklara giden yollar açılırsa gençler lisanlarını dolayısıyla kendilerini zenginleştirme imkanı bulacaklardır.

GÖNÜLDEN GÖNÜLE

ESMA CANIAZ

BİLMEMEK MEZİYET Mİ?

Tavşanlının Sesi 15.12.2014 tarihli gazetede 2. sayfa köşe yazısı